Merhabalar 👋
Uzman Asistana hoş geldiniz, nasıl yardımcı olabilirim?
T E R İ M L E R V E T A N I M L A R
HAC: İslam’ın şartlarından biri olup Kabe’yi ve civarındaki ibadet için işaret buyurulan özel yerleri belirtilen vakit içinde usulüne uygun olarak ziyaret edip, yapılması gerekli menasiki yerine getirerek eda edilen farz ibadettir.
UMRE: Mikatta ihramlanıp niyetlenerek Kabe’yi ziyaret ve tavaf edip, Safa ve Merve arasında sa’y yaptıktan sonra saç kestirilip İhram’ın sona ermesiyle tamamlanan bir ibadettir.
MENASİK: Hac ve Umrenin eda edilişiyle ilgili amellerin tamamına menasik denir.
HAREM BÖLGESİ: Mekke ve etrafına yayılan, Allah (c.c) tarafından “Harem Bölgesi” olarak tanımlanan, sınırları Hz. Muhammet (s.a.v) tarafından işaret olunan, bitki ve canlıları koruma altına alınan geniş alandır.
HİLL BÖLGESİ: Harem sınırları ile Mikat sınırları arasında kalan bölgedir. Mekke’de bulunan afakiler bu bölgeye çıktıkları zaman isterlerse ihram niyetine girebilirler. Girmezlerse bir sıkıntı yoktur.
MİKAT: Hill bölgesini dünyanın diğer bölgelerinden ayıran sınırlardır. Harem ve Hill bölgeleri dışında yaşayan dünya Müslümanları (Afakiler), Hac veya Umre yapmak niyetiyle Mekke’ye gelirken bu sınırlardan ihramlı geçerler.
AFAKİ: Mekke sınırları içinde dünyaya gelmeyen her insan Afakî’dir.
İHRAM: Hac veya Umre yapmak isteyen kişilere sair zamanda helal olan bir kısım fiil ve davranışların, niyetle başlayarak bu ibadet bitinceye kadar yasak kılınmasıdır.
ERKEKLERİN İHRAM ELBİSESİ: İzar ve Rida adı verilen, beyaz renkli olması daha uygun görülen, modeli ve dikişi olmayan, bir parçası belden bağlanarak diğeri de omuzdan sarkıtılarak vücudu örten iki parça kumaştır.
KADINLARIN İHRAM ELBİSESİ: Yüz ve eller dışında vücudun tamamını örten, tesettüre uygun ve ziynet içermeyen elbisedir.
İHRAM NAMAZI: İhram elbisesini giyip, Hac veya Umre’ye niyet etmeden önce kılınan iki rekâtlık sünnet namazıdır.
TELBİYE: İhrama girenlerin, niyetle birlikte okumaya başlayıp Kâbe’yi görünceye kadar tekrar etmeleri uygun görülen ifadedir. “Lebbeyk Allahümme Lebbeyk, Lebbeyke Lâ Şerike Leke Lebbeyk. İnnel Hamde venni’mete Leke Velmülk. Lâ Şerike Lek”
TEHLİL: “Lâ ilâhe İllallah Vahdehü Lâ Şerikeleh Lehülmülkü Velehülhamdü ve Hüve Âlâ Külli Şey’in Kadir.”
TEKBİR: “Allahüekber” lâfzı ile başlayan ve Allah’ın en büyük olduğunu ifade eden zikirdir.
KÂBE: Yeryüzünde ibadet maksadıyla inşa edilen ilk bina olup, bulunduğu alan Allah (c.c) katında dünyanın en kutsal yeridir. Bu mekâna “Beytullah” da denmektedir.
HACER-İ ESVED: Kâbe’nin doğu köşesine tavafa başlama işareti olarak konmuş olan ve Hz. Muhammed (s.a.v) tarafından, Cennet’ten gönderildiği haber verilen koyu renkli taştır.
MÜLTEZEM: Kâbe’nin dua edilmesi faziletli köşelerinden birisidir. Hacer’ül Esved ile Kâbe kapısı arasındaki yerdir.
KİSVE: Saf ipekten dokunan ve üzerinde ayetler yazılı olan siyah renkli Kâbe örtüsüdür. Ayrıca Kâbe’nin iç duvarları da yeşil ve beyaz karışımı renklerden oluşan ayetler yazılı ipek kisve ile örtülüdür.
HATİM VE HİCR-İ İSMAİL: Kâbe’nin kuzey duvarı önünde bulunan yarım daire şeklindeki duvara “Hatim” denir. Bu duvarla Kâbe arasındaki boşluğa ise “Hicr-i İsmail” denir. Burası Kâbe’nin iç kısmı ile aynı hükümde olup içinde sadece nafile namazlar kılınabilir.
MAKAM-I İBRAHİM: Hz. İbrahim’in (a.s) Kâbe’yi inşa ederken iskele olarak kullandığı ve ayak izlerinin bulunduğu taşın olduğu yer ve çevresidir.
İSTİLÂM: Tavafa başlarken ve Tavaf esnasında her bir şavtta Hacer’ül Esved’i selâmlamaya verilen isimdir.
TAVAF: Hacer’ül Esved köşesine gelmeden niyet edilerek ve Hacer’ül Esved’i istilâm ile başlayarak, Kâbe’nin etrafında usulüne uygun olarak yedi defa dönmektir. Tavaf bitince iki rekât namaz kılmak vaciptir.
IZTIBA: Erkeklerin tavaf esnasında sağ omuz ve sağ kolunu birlikte açık bulundurmalarıdır.
ŞAVT: Tavaftaki yedi dönüşten her birine “Şavt” denir.
TAVAF NAMAZI: Farz, vacip sünnet ve nafile olan her tavaftan sonra kılınan iki rekât vacip namazdır. Kılınış şekli ve okunan sureler yönüyle ihram namazı gibidir.
ZEMZEM: Allah’ın (c.c) Hz. Hacer ve oğlu Hz. İsmail’e ihsan ettiği ve kaynağı Kabe’nin doğu tarafında bulunan suyun adıdır.
SAFA VE MERVE: Kâbe’nin doğu tarafından yaklaşık 380 m. mesafeli sa’y ibadetinin başlangıç ve bitiş yeri olan iki tepenin adıdır.
SA’Y: Safa’dan başlayıp Merve’de bitmek üzere dört gidiş ve üç gelişten ibaret olan, usulüne uygun bir yürüyüştür.
HERVELE: Erkeklerin sa’y yaparken yeşil direkler arasında kısa adımlarla ve koşmaya yakın hızda yürümelerine verilen isimdir.
HÂLK VE TAKSİR: Umrenin bitiminde erkeklerin ihramdan çıkmak için saçlarının tamamını kestirmelerine “Hâlk” bir miktar kestirmelerine ise “Taksir” denir. Hanımların ise saçlarının herhangi bir yerinin uç kısmından az miktarda kestirmeleri, ihramdan çıkmaları için yeterlidir.
NAFİLE TAVAF: Umre tavafını ve Say’ını yapıp ihramdan çıktıktan sonra Mekke’de geçirilen zaman içinde ihramsız yapılan ve tavaf namazı kılınarak tamamlanan bir ibadettir.
DUÂLAR
Sefere çıkarken evde –Allah rızası için- iki rekat namaz kılınır. Sonra Âyetü'l-Kürsî okunur. Peşinden duâ edilir.
Evden Ayrılırken
بِسْمِ اللهِ تَوَكَّلْتُ عَلَى اللهِ. لاَ حَوْلَ وَ لاَ قُوَّةَ إِلاَّ بِاللهِ. اَللَّهُمَّ أَنْتَ الصَّاحِبُ فىِ السَّفَرِ وَالْخَلِيفَةُ فِى الأَهْلِ وَ الْماَلِ. اَللَّهُمَّ إِنّاَ نَسْأَلُكَ فِى سَفَرِناَ هَذاَ الْبِرَّ وَالتَّقْوَى وَ مِنَ الْعَمَلِ ماَ تُحِبُّ وَ تَرْضَى .
اَللَّهُمَّ إِنّاَ نَسْأَلُكَ أَنْ تَطْوِىَ لَناَ الأَرْضَ وَ تُهَوِّنَ عَلَيْناَ السَّفَرَ وَ ارْزُقْناَ فىِ سَفَرِناَ هَذاَ السَّلاَمَةَ فِى الْعَقْلِ وَ الدِّينِ وَ الْبَدَنِ وَ الْماَلِ وَ الْوَلَدِ. وَ بَلِّعْناَ حَجَّ وَ عُمْرَةَ بَيْتِكَ الْحَراَمِ وَ زِياَرَةَ نَبِيِّكَ عَلَيْهِ أَفْضَلُ الصَّلاَةِ وَ السَّلاَمِ.
اَللَّهُمَّ إِنِّى لَمْ أَخْرُجْ شَرّاً وَ لاَ بَطَراً وَ لاَ رِيَاءً وَ لاَ سُمْعَةً، بَلْ خَرَجْتُ اِتِّقاَءَ سَخَطِكَ وَ ابْتِغـاَءَ مَرْضَاتِكَ وَ اتِّباَعاً لِسُنَّةِ نَبِيِّكَ مُحَمَّدٍ صَلَّى الله ُعَلَيْهِ وَسَلَّمْ وَشَوْقاً إِلَى لِقاَئِكَ. اَللَّهُمَّ فَتَقَبَّلْ ذَلِكَ مِنِّى. آمِـين...
وَ صَلِّ عَلَى أَشْرَفِ عِباَدِكَ سَيِّدِناَ مُحَمَّدٍ وَ عَلَى آلِهِ وَ صَحْبِهِ الطَّيِّبِينَ الطّاَهِرِينَ أَجْمَعِـينَ.
"Bismillah! Allah'a tevekkül ettim. Güç ve kuvvet sadece Allah'ın inâyet ve ihsanıyladır.
Allah'ım! Sensin bizlerden yardımını esirgemeyecek, elimizden tutacak, hakiki yol dostu… Âilemizi, evlâdımızı, malımızı, mülkümüzü ardımızda bırakarak emanet edeceğimiz de Sensin.
Allah'ım! Şu çıkmak üzere olduğumuz seferimizde senden iyilik, hayır ve hasenat, takvâ, sevdiğin ve razı olduğun ameller niyaz ediyoruz.
Allah'ım! Yeryüzünü katlamanı, uzak mesafeleri bize yakın eylemeni, yolculuğumuzu kolaylaştırmanı niyaz ediyoruz.
Seferimiz sırasında akıl selâmeti, din selâmeti, beden, mal, mülk, evlâd ü ıyâl selameti diliyoruz.
Bizleri Kâbe-i Muazzama'yı tavaf etmek, Hac ve Umre edâ emek için Beytine ulaştırmanı, salât ü selâmın en güzelinin üzerine olması için duâ ettiğimiz Rasûlünün ziyaretini nasip eylemeni niyaz ediyoruz.
Allah'ım! Ben bu yolculuğa şer için çıkmıyorum. Zulm ve kibir için çıkmıyorum. Riyâ olsun, şöhret olsun diye de çıkmıyorum.
Emir ve yasaklarına uymayarak, ma'siyete / günaha bulaşarak gazabına uğramaktan korktuğum, sakındığım için çıktım; rızanı arzulayarak çıktım. Rasûlün Muhammaed Mustafa'nın(sav) sünnet-i seniyyesine uyarak, O'nun yolunun yolcusu olarak çıktım. Huzuruna varma arzu ve iştiyakıyla çıktım… Bu ibadetimi benden kabul buyur.
Kullarının en şereflisi, Efendimiz Muhammed Mustafâ'ya, ehline, temiz ve nezih sahabelerine salât ü selam eyle!.."
****
Vasıtaya Binince
الْحَمْدُ ِللهِ الَّذِى هَداَنـاَ لِلإِسْلاَمِ وَ مَنَّ عَلَيْناَ بِمُحَمَّدٍ عَلَيْهِ أَفْضَلُ الصَّلاَةِ وَ السَّلاَمِ. ﴿ سُبْحاَنَ الَّذِى سَخَّرَ لَناَ هَذاَ وَ مـاَ كُنّاَ لَـهُ مُقْرِنِينَ وَ إِنّاَ إِلىَ رَبِّنـاَ لَمُنْقَلِبُونَ.﴾
اللَّهُمَّ إِنّاَ نَعُوذُ بِكَ مِنْ وَعْثاَءِ السَّفَرِ وَ كَآبَةِ الْمَنْظَـرِ وَ سُوءِ الْمُنْقَلَبِ فِى الْماَلِ وَ الأَهْلِ وَ الْوَلَدِ. اللَّهُمَّ اطْوِ لَناَ الأَرْضَ وَ سَيِّرْناَ فِيهاَ بِطاَعَتِكَ. اللَّهُمَّ إِنّاَ نَعُوذُ بِكَ مِنْ غَلَبَةِ الدَّيْنِ وَ قَهْرِ الرِّجاَلِ.
الْحَمْدُ ِللهِ. الْحَمْدُ ِللهِ. الله ُ أَكْبَرُ. الله ُ أَكْبَرُ. سُبْحاَنَك. رَبَّناَ ظَلَمْناَ أَنْفُسَناَ فاَغْفِرْ لَناَ، إِنَّهُ لاَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلاَّ أَنْتَ.
"Bizleri hidayet yoluna, İslâma ulaştıran, en güzel selâmların üzerine olması için niyaz ettiğimiz Muhammed Mustafâ ile bize en büyük nimet bağışında bulunan Allah'a hamd olsun!
"Bu vasıtaları bizlerin hizmetine amade kılan Rabbimize tesbihler olsun. O her şeyden yüce, her noksandan münezzehtir. Onun lütuf ve keremi olmadan biz bunlara güç yetiremezdik. Elbette ki biz Rabbimize döneceğiz."
Allah'ım! Yolculuğun her türlü sıkıntı ve meşakkatlerinden, çirkin bir görünüşe düşmekten, âilemize, çocuklarımıza ve mülkümüze döndüğümüzde onları kötü bir ahval içinde bulmaktan sana sığınırız.
Allah'ım! Yeryüzünü katla, uzak yerleri bize yakın eyle!
Allah'ım! Borca boğulup kalmaktan, şerli insanların zulmüne uğramaktan sana sığınırız.
Rabbimiz! Biz bilerek veya bilmeyerek işlediğimiz suçlarla nefsimize zulmettik, bizlere mağfiret buyur. Şüphesiz ki günahları ancak ve ancak sen bağışlarsın."
***
İhrama Girince
لَبَّيْكَ. اَللَّهُمَّ لَبَّيْكَ. مَرْغُوباً إِلَيْكَ وَ مَرْهُوباً إِلَيْكَ. لَبَّيْكَ إِلٰهَ الْخَلْقِ. لَبَّيْكَ حَقّاً حَقّاً تَعَبُّداً وَ رِقّاً.
اللَّهُمَّ أَعِنِّى عَلَى أَداَءِ الْحَجِّ وَ الْعُمْرَةِ وَ تَقَبَّلْهُماَ مِنِّى وَاجْعَلْنىِ مِنَ الَّذِينَ اسْتَجاَبُوا لَكَ وَ آمِنُوا بِوَعْدِكَ وَاتَّبَعُوا أَمْرَكَ وَاجْعَلْنِى مِنْ وَفْدِكَ الَّذِينَ رَضِيْتَ عَنْهُمِ وَ أَرْضَيْتَهُمِ وَ قَبِلْتَهُمْ.
"Lebbeyk! Allahümme Lebbeyk! Ya Rab! Senin rızana şevk duyarak, rağbet ederek, kaçıp sana sığınarak, her nevî emir ve davetine icâbet edip, bütün azalarımla sana yöneliyorum.
Mahlukâtın Rabbine icabet ediyorum. Hakkı hak bilip, hakka yönelerek icabet ediyorum. Kulluğumu ve kulluk vazifelerimi idrak ederek icabet ediyorum.
Allah'ım! Hac ve Umre ibadetinin erkân ve âdâbına uygun olarak edâsında bana yardım eyle ve onu benden kabul buyur! Beni, emir ve nehiylerine hakkıyla icabet edenlerden eyle. Uhrevî hayattaki vaadine iman eden, emrine tabi olanlardan eyle. Kendilerinden razı olduğun, kendilerini razı ettiğin ve huzuruna kabul eylediğin heyetlerin arasında kıl!"
***
Mekke-i Mükerreme'ye Girerken
اللَّهُمَّ إِنَّ هَذاَ الْبَلَدَ بَلَدُكَ وَ الْبَيْتَ بَيْتُكَ جِئْتُكَ أَطْلُبُ رَحْمَتَكَ وَ أَؤُمُّ طاَعَتَكَ، مُتَّبِعـاً ِلأَمْرِكَ راَضِياً مُسَلِّماً ِلأَمْرِكَ. أَسْأَلُكَ مَسْأَلَةَ الْمُضْطَرِّ إِلَيْكَ الْمُشْفِقِ مِنْ عَذاَبِكَ أَنْ تَسْتَقْبِلَنِى بِعَفْوِكَ وَ أَنْ تَتَجاَوَزَ عَنِّى بِرَحْمَتِكَ وَ أَنْ تَدْخُلَنِى جَنَّتَكَ.
اللَّهُمَّ افْتَحْ لَنَا أَبْواَبَ رَحْمَتِكَ وَ أَدْخِلْناَ فِيهاَ وَ أَعَذْناَ مِنَ الشَّيْطاَنِ الرَّجِـيمِ. اللَّهُمَّ صَلِّ وَ سَلَّمْ عَلَى سَيِّدِناَ مُحَمَّدٍ وَ عَلَى آلِهِ وَ صَحْبِهِ أَجْمَعِـينَ.
"Allah'ım! Bu belde senin belden, bu Beyt (Kâbe-i Müşerrefe) senin beytindir. Sana geldim, rahmetini istiyorum, tâatına yöneliyorum. Emrine ittiba ederek, kaderine razı olarak, emr-i celîline teslim olarak geldim.
Azabından korkan, ürperen, her zerresiyle sana muhtaçlığını bilen bir kişinin isteyişiyle beni affınla karşılamanı, rahmetinle bağışlamanı ve Cennetine girdirerek mükâfatlandırmanı istiyorum.
Allah’ım! Bizlere rahmet kapılarını aç ve bizlere bu kapılardan girmeyi nasib eyle. Mel’un Şetanın tuzaklarından bizi muhafaza buyur.
Allah’ım! Efendimiz Hz. Muhammed’e, ehline ve bütün sahabilerine salât ü selâm eyle!”
***
Mescid-i Haram’a Girerken
(Diğer camilere girerken de okunur.)
Mescid-i Haram’a sağ ayağınızla ve mümkünse Bâbüs-Selâm’dan giriniz ve şu duâyı okuyunuz:
اللَّهُمَّ اغْفِرْ لىِ ذُنُوبىِ وَافْتَحْ لىِ أَبْواَبَ رَحْمَتِكَ وَ أَدْخِلنِى فِيهاَ وَ سَهِّلْ لىِ أَبْواَبَ رِزْقِكَ.
“Allah’ım! Günahlarımı bağışla ve bana rahmet kapılarını aç. Bu kapılardan girmeyi nasip eyle. Bizlere rızk kapılarını kolaylaştır.”
Mescidden Çıkarken
Sol ayağınızla çıkınız ve şöyle duâ ediniz:
اللَّهُمَّ اغْفِرْ لىِ ذُنُوبىِ وَافْتَحْ لىِ أَبْواَبَ فَضْلِكَ.
“Allah’ım! Günahlarımı bağışla, bana lütuf ve kerem kapılarını aç.”
***
Ka’be’yi Görünce
اللَّهُمَّ زِدْ َهذاَ الْبَيْتَ تَشْرِيفاً وَ تَعْظِيمأً وَ تَكْرِيماً وَ مَهاَبَـةً وَ بِرّاً وَ إِيماَنـاً. وَ زِدْ مَنْ عَظَّمَهُ وَ شَرَّفَهُ وَ كَرَّمَهُ مِمَّنْ حَجَّـهُ أَوِ اعْتَمَرَهُ تَشْرِيفاً وَ تَعْظِيمأً وَ تَكْرِيماً وَ بِرّاً وَ إِيماَنـاً.
اللَّهُمَّ إِنىِّ عَبْدُكَ وَ زاَئِرُكَ وَ عَلَى كُلِّ مَزُورٍ حَقٌّ وَ أَنْتَ خَيْرُ مَزُورٍ فَأَسْأَلُكَ أَنْ تَرْحَمَنِى وَ تَفُكَّ رِقَبَتىِ مِنَ النّـاَرِ.
“Allah’ım! Bu mübarek Beyt’in, şerefini, azametini, keremini, heybetini, hayr ve salâhını, iman nurunu ziyade eyle.
Hac ve umre niyetiyle ona yönelip gelen, onun azametini, şerefini, keremini idrak edenleri de şerefli kıl, azametini, keremini ziyade kıl, hayr ve hasenâtını, iman nurunu çoğalt…
Allah’ım! Kulunum, ziyaretçinim! Ziyaret edenin ev sahibi üzerinde hakkı vardır. Sen ziyaret edilenlerin –şüphesiz- en hayırlısı, en cömerdi ve lütufkârısın. Senden, rahmetini esirgememeni, boynumuzu Cehennem ateşinden âzâd eylemeni niyaz ediyorum."
***
Dua makamına ve mekanına erişen inanmış yürek her anını dua ve zikir ile değerlendirir.
Kabe'nin ilk görüldüğü anda yapılan dualar en makbul dualardandır ve o an insanın ömründe bir defa yaşanır. Bu anı iyi değerlendirmek gerekir. Çünkü başka sefer yine gelse de insan bu anı tekrar yakalayamaz!
Burada İslâm âleminin vahdeti, kardeşlik bağları ile birbirlerine kenetlenmesi, izzet bulması, nusreti için ve bütün mü'min kardeşlerini, akraba ve yakınlarını düşünerek gönülden duâlar eder.